Nevriye Yılmaz… Her zaman çok çalıştı, çabaladı ve başardı. Bugün adını hafızalara kazıttıysa hiç kuşkusuz arkasında yatan çok büyük bir emek var.
Aslında her şey Bulgaristan’da başladı; Nevriye Yılmaz 16 Haziran 1980 tarihinde Bulgar topraklarında dünyaya geldi. Tabii o zamanlar başkent Sofya’dan sonra Bulgaristan’ın en büyük ikinci şehri olan Filibe, böylesine önemli bir dünya yıldızının doğuşuna tanıklık ettiğinin farkında değildi. 1989 yazında Bulgaristan Türkleri, Türkiye’ye göç edecekti. Nevriye ve ailesi de o dönemde Türkiye’ye dönen 300 binden fazla kişinin arasındaydı.
Gaziosmanpaşa ilk durak
Apar topar Bulgaristan’dan İstanbul’a gelen kaptan için ilk durak Gaziosmanpaşa olur. 9 yaşındaki bir çocuk için İstanbul kuşkusuz zorlu bir macera… Basketbola beden eğitimi öğretmeninin yönlendirmesiyle başlayan Nevriye Yılmaz İstanbul’daki ilk üç senesini sokakta basketbol oynayarak geçirir. Aslında en önemli zamanlar değil midir, oyun ile tanışılan ilk yıllar? Üç senenin ardından artık zamanı gelmiştir. Kaptan ilk kulüp macerasını Türkiye’nin sayılı altyapılarından biri olan İstanbul Üniversitesi çatısı altında yaşar.
Altyapı yılları: İstanbul Üniversitesi
Kapıdan artık bir kez girilmiştir. Sene 1992 ve kaptan henüz 12 yaşında 1.70 boyunda! O yaştaki kızların ortalama 1.50 boyunda olması beklenirken, Nevriye Yılmaz boyu ve fiziğiyle dikkatleri üzerine çekmektedir. Altyapı kariyeri 1997 yılında sonlanır ve 17 yaşına geldiğinde ilk profesyonel sözleşmesini de yine İstanbul Üniversitesi’nde imzalar. Ancak iki yılın ardından artık yeni bir adım atmanın vakti gelmiştir. Kuş yuvadan uçar...
Yeni Maceralar: Galatasaray, İsrail, Yunanistan ve İtalya
Kadın basketbolunun Türkiye’de değerinin arttığı yıllardı o zamanlar, Galatasaray 9 yıl üst üste şampiyon olmayı başarmış ve en önemli oyuncuları kadrosunda toplamıştı. 1998 yazı ise hareketli geçti; Fenerbahçe ‘’bu oyunda biz de varız’’ dedi ve dönemin en iyi oyuncularını transfer ederek önemli bir iş yaptı. O sezon Fenerbahçe ilk lig şampiyonluğunu elde etti. İşte Nevriye Yılmaz tam da o dönemde Galatasaray’a transfer oldu. Sezon bitiminde Nevriyeli Galatasaray hanesine bir lig şampiyonluğu daha yazdıracaktı.
Sonraki sezon ise kaptan için pek şanslı geçmez. Belinden yaşadığı sakatlık sonrasında ameliyat olmak durumunda kaldı ve sezonun büyük bölümünü kaçırdı. Sakatlıktan kurtulan Nevriye, 2001’de ilk yurtdışı macerasını yaşadı. İsrail, Yunanistan ve İtalya derken farklı kültürler, farklı takımlar…
WNBA çıkmazı
1999 yılında o zamanın takımlarından Charlotte Sting, 2000 yılında ise Miami Sol takımlarının kampına katılan Nevriye Yılmaz sezon öncesinde serbest bırakıldı. 2003’te bu kez gelişimini tamamlamış bir Nevriye vardı ve Phoenix Mercury ile sözleşme imzaladı. Ama işler tam anlamıyla istediği gibi gitmedi.
‘’Phoenix Mercury takımının kadrosunda bulunan Nevriye Yılmaz da ilk 5’te sahaya çıkarak, bu ligde yer alan ilk Türk basketbolcu olarak tarihe geçti. Ancak maçta heyecanını yenemeyen 23 yaşında ve 1.93 metre boyundaki Nevriye, ilk dakika içinde 2 top kaybı yapınca oyundan alındı ve bir daha oyuna girme şansı elde edemedi.’’
Sonraki sezon kaptanın yeni durağı San Antonio Silver Stars oldu. Ancak Avrupa Şampiyonası düşüncesi ağır bastı; şu açıklamayla ise WNBA kariyerini noktalıyor olacaktı.
‘’Eğer WNBA’deki takımımda kalsaydım, milli takımın Avrupa Şampiyonası hazırlıkları için sezon ortasında Türkiye’ye gelmem gerekecekti. Bütün bir yaz ter döken arkadaşlarımdan da uzak kalacaktım. Tercihimi milli takımdan yana kullandım. Avrupa Şampiyonası’nın önemini bildiğim için, menajerim aracılığıyla, kulübümle sözleşmemi feshettim.’’
Nevriye Yılmaz’ın daha sonraları kendisiyle yapılan bir röportajda söyledikleri o dönemin kısa bir özetiydi aslında:
‘’Sonradan gitmeyi çok isterdim. Çünkü gittiğim yaş çok Avrupalı’nın gitmediği bir dönemdi. Çünkü Avrupalılar 2005’ten sonra daha çok gitmeye başladı. Orada da yalnız kaldım. Benim de öyle hemen ortama giriyim diye bir karakterim yok. Yabancı dilim de çok iyi değildi. Uzakta kaldım o dönemde. Kolay adapte olamadım. Sonraki yıllarda çok oynamak isterdim. İmkanım da vardı ama hem belimde sıkıntı oluşmaya başlamıştı. Milli Takım’a da gittiğim için aradaki bölümü tedavi ve sezona hazırlık olarak geçiriyordum. En son 2011’de Penny Taylor çağırmıştı. Ama öyle bir dönemdi ki basketbol antrenmanı yapmamıştım ve Avrupa Şampiyonası’nın üzerinden bir ay geçmişti. Sadece yüzüyor ve tedavi egzersizi yapıyordum. Kendime açıkçası güvenemedim. O ”Gel 1-2 haftaya toparlarsın” dedi. Birazcık böyle korktum açıkçası ve gitmedim.’’
Ay yldızlı Nevriye
Nevriye Ay Yıldızlı formayla altyapılarda sayısız maça çıktı. Ancak A Milli Takım ile en önemli ve özel sınavını 2005’te ülkemizin ev sahipliğinde düzenlenen Avrupa Şampiyonası’nda verdi. Ekibimiz turnuvayı sekizinci sırada bitirebilmişti. Ancak organizasyona dair bir başka önemli not vardı. Kaptan turnuvayı 19.5 sayı(en çok sayı atan dördüncü oyuncu), 11.3 ribaund (en çok ribaund toplayan oyuncu) ortalamalarıyla bitirince, Nevriye Yılmaz adı uluslararası arenada daha çok ön plana çıkmaya başladı.
Tarihi imza: Fenerbahçe
2005 yazında Fenerbahçe Spor Kulübü Nevriye Yılmaz’ın transferini resmi siteden şu sözlerle duyurdu, ‘’WNBA'de oynamış ilk Türk bayan basketbolcusu olan Nevriye Yılmaz Bayan Basketbol takımımıza transfer oldu.’’
Nevriye Yılmaz sarı-lacivertli formayla 7 lig şampiyonluğu, 4 Türkiye Kupası ve 4 de Cumhurbaşkanlığı Kupası kazandı. Dile kolay 7 sezonda 15 kupa… 90’lı yıllarda Galatasaray’ın yaptığını bu kez Fenerbahçe yapıyordu. Caferağa Spor Salonu dönemin başlıca efsanesiydi; salonun atmosferinden çıkmak rakip takımlar için kolay değildi. Nevriye Yılmaz Fenerbahçe’de oynadığı senelerde üç kez Euroleague All Star’ına seçildi ve Avrupa sahnesinde de daima takımının en önemli kozlarından biri oldu.
Türkiye formasıyla kürsüde
2011 yılında Polonya’da düzenlenen Avrupa Şampiyonası, Türk Kadın Basketbolu açısından en önemli kilometre taşlarından biri olmuştur. İşte Nevriye Yılmaz da o ekibin lideriydi. Yarı finalde ekol ülkelerden Fransa’yı deviren Potanın Perileri, finalde Rusya’ya mağlup olarak gümüş madalyayı ülkemize getirecekti. Nevriye 13.7 sayı, 6.8 ribaund ortalamalarıyla turnuvanın en değerli beş oyuncusundan biri olacaktı.
2013’te bu kez ev sahibi Fransa’ydı. Fransa bu kez yarı finalde rövanşı bizden almış. Fakat üçüncülük maçını kazanan Türkiye bronz madalyaya ulaşmıştı. Kaptan yine takımımızın en skorer ismi olmayı başarmıştı. Avrupa Şampiyonası sonrasında FIBA’ya röportaj veren Nevriye, 2014 Dünya Şampiyonası sonrasında basketbolu bırakacağını açıklayacaktı. Ancak her şey düşündüğü gibi gitmedi. ‘’2016 Rio Olimpiyatları’na gidebilirsek orada teknik ekipte yer almak isterim’’ diyen Nevriye Yılmaz, Rio’da da parkedeydi!
Kaptana kariyerinde en keyif aldığı an sorulduğunda ‘’Euroleague şampiyonluğu’’ der. İşte o şampiyonluk, senelerdir beklediği şampiyonluk sarı-kırmızılı formayla gelir. Kaptanın Fenerbahçe ile olan sözleşmesi tamamlanmıştır. Ekrem Memnun’un Galatasaray’ın başına gelmesi, Nevriye Yılmaz’ı takımında istemesi bu transferi mümkün kılar. Aslında Nevriye hep ‘’Fenerbahçe’de bırakırım.’’ düşüncesindeydi. Sezon başında kaptanın bel ağrıları bir kez daha nüksedecek ve ikinci kez ameliyat olmak zorunda kalacaktı. O dönemde ‘’kariyeri bitti’’ diyenleri haksız çıkararak 2014’te Euroleague kupasını kaldıracak ve Galatasaray’da iki lig şampiyonluğu daha yaşayacaktı.
Sonun Başlangıcı: Rio 2016
Kaptan’ın son turnuvası, son kez parkeye çıktığı an… 2012 Londra Olimpiyatları’nda da boy gösteren Nevriye Yılmaz ikinci kez sahnedeydi. Açılış seremonisinde Ay Yıldızlı bayrağı neden Nevriye’nin taşımadığı da o dönem de epey tartışılmıştı aslında. Ama kaptan bu soru kendisine sorulduğunda bunu sorun etmediğini açıklamıştı. Olimpiyatlarda çeyrek finale kadar gelinmişti; bir adım ilerisi belki de madalya. Ama İspanya’da Anna Cruz, son saniye, üçlük... ve her şey orada noktalandı. Kaptan ilk anda durumu anlayamadı. Ama bitmişti işte. 24 yılın sonu. Daha sonraları bir röportajında ‘’O gece sadece mağlubiyeti değil, basketbola veda etmenin de üzüntüsünü birlikte yaşamıştım’’ diyecekti.
Bu topraklardan bir Nevriye Yılmaz geçmişti. Her şeyiyle komple bir oyuncu, örnek insan, iyi karakter, iyi basketbolcu, zeki, çevik ve de ahlaklı… Bir daha gelir mi öylesi sahi? Teşekkürler kaptan!
İbrahim Kalkan